31 Ekim 2014 Cuma

Ortak

Sen benim ablamsin. Sana hesap sormak haddime dusmez. Anlatmak istedigin varsa dinlerim’
‘Ben uyusturucu kullanmiyorum. Bana sordugu uyusturucular onun kendisinindi. Bir sekilde benim evime koymus. Farkedip attim. Sevgilim filan da degil. Bir kac kez vakit gecirdik o kadar’
‘Tamam ablam, sen diyorsan o!’
Sessizlik oluyor. Oylece oturuyoruz. Iciyoruz. Erdem’in yuzu kizarmaya basliyor. Ah benim canim kardesim resmen alkolik oldu. Bir insan surekli icer mi iciyor iste! Keyfi yerinde Allah’tan. Siniri biraz olsun Ender’den cikardi, rahatladi. Telefonu caliyor. Keyfili keyifli konusuyor. Kapatiyor. Yine bir isler pesinde.
‘Sen yine neyin pesindesin?’
‘Bu sefer pederin kontrolu altindayim, korkma. Sasircaksin ama peder yeni bir is koluna atilmaya heveslendi. Bir otel projesi. Isletmeciligini alcaz.’
‘Inanmiyorum! Baba motel isine girmek istemis olamaz. Biz ne anlariz otel isletmekten ayrica?’
‘Bir tanidik araciligiyla oldu. Onlar insaati yapacaklar, biz isletcez. Aslinda cok para getircek bir is degil ama eglenceli be’
‘Kimmis o tanidik? Engin diye bir eleman var ya. Italyan kumas firmasinda genel mudur Engin Daglica… Onun babasiyla tanismis bizim peder. Kanka olmuslar. Baya biradere baglamislar. Adam insaat muhendisiymis, bir de miras mi ne kalmis baya degerli bir arsasi varmis. Konumu otel icin baya uygun, sermaye yetersiz kalinca bizim pederi ikna etmis. Engin lavugunu sevmem de kardesi duzgun cocuk. O da insaat muhendisi projeyi baba-ogul yapcaklar. Yerni ortagimla konustum az once’
‘Babam nasil tanismis Engin Bey’in babasiyla?’
‘Valla baska bir sey icin tanismislar. Biliyorsun peder muhabbeti derin tutar. Adami sevmis. Sonra anlasmislar iste. Benim de ilk kafama yatmadi ama dusundukce insan isiniyor bu fikre. Engin de isin icinde degil, o olsa ben oldururdum onu’
‘Senin Engin Bey’le ne alip veremedigin var Allah askina’
‘Kil oluyorum ben o herife. Uyuz bir tip. Bir sey yaptigindan degil de hoslanmiyorum iste’

Allah… allah… Engin’in babasiyla benim babam ortak is yapiyor. Erdem, Engin’den sebepsiz yere nefret ediyor. Benim kafam karisti iyice. Bu gercekten cok garip. Kalbim hizla atmaya basliyor. Bir de Erdem nedense Engin’in kardesiyle cok yakin arakadas olmus. Bu baya tuhaf. Erdem kimseyle yakin arkadas olmaz.

‘Sen niye bu kadar endiselendin bu is icin? Tamam bu isten pek anlamiyoruz ama o kadar da endiselencek bir sey yok ortada. Rahat ol sen!’
‘Engin Bey’in babasi falan ne bileyim… Dam ustunde saksagan vur beline kazmayi.’
‘O Engin burnunu sokmadigi surece bence hicbir problem olmaz. Kardesi cok delikanli cocuk’
‘Gercekten Engin Bey’e nefretini anlamiyorum’
‘Ya kizim adamin gozu goz degil. Gozu surekli elalemin karisinda kizinda. Davetlerde falan denk geliyoruz. Hep bir kadin muhabbeti donuyor. Biliyorsun ben gelemem boyle seylere’


Haydaaa… Tamam Engin’in boyle muhabbetler yapacagini biliyorum ama faaliyete gecmez. O oyle konusur konusur susar. Tamam Erdem bu muhabbetlerden nefret eder. Evet, kulaga hos gelmiyor kabul ama yine de Engin’I kotuleyemiyorum ben. Onun o masum, savunmasiz, sevgi dolu tarafini biliyorum ben. Hepimiz karanlik ve sevimsiz taraflari yok mudur zaten? Engin insanlara sevimli gozukmeye calismayan bir adam. Hatta ilk basta oldukca ukala ve sinir bozucu gozukuyor. Bu isler karistikca karisacak gibi gozukuyor. Icime daral geliyor. Erdem’I koltugun uzerinde icerken birakip yatagima gidiyorum. Gozlerimi simsiki yumuyorum. Gozumun onunde Engin’in yuzu… Uykuya daldigimda yine Engin’li kabuslar goruyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder