‘Sen benim ablamsin. Sana hesap
sormak haddime dusmez. Anlatmak istedigin varsa dinlerim’
‘Ben uyusturucu kullanmiyorum. Bana
sordugu uyusturucular onun kendisinindi. Bir sekilde benim evime koymus.
Farkedip attim. Sevgilim filan da degil. Bir kac kez vakit gecirdik o kadar’
‘Tamam ablam, sen diyorsan o!’
Sessizlik oluyor. Oylece
oturuyoruz. Iciyoruz. Erdem’in yuzu kizarmaya basliyor. Ah benim canim kardesim
resmen alkolik oldu. Bir insan surekli icer mi iciyor iste! Keyfi yerinde Allah’tan.
Siniri biraz olsun Ender’den cikardi, rahatladi. Telefonu caliyor. Keyfili
keyifli konusuyor. Kapatiyor. Yine bir isler pesinde.
‘Sen yine neyin pesindesin?’
‘Bu sefer pederin kontrolu
altindayim, korkma. Sasircaksin ama peder yeni bir is koluna atilmaya
heveslendi. Bir otel projesi. Isletmeciligini alcaz.’
‘Inanmiyorum! Baba motel isine
girmek istemis olamaz. Biz ne anlariz otel isletmekten ayrica?’
‘Bir tanidik araciligiyla oldu.
Onlar insaati yapacaklar, biz isletcez. Aslinda cok para getircek bir is degil
ama eglenceli be’
‘Kimmis o tanidik? Engin diye bir
eleman var ya. Italyan kumas firmasinda genel mudur Engin Daglica… Onun
babasiyla tanismis bizim peder. Kanka olmuslar. Baya biradere baglamislar. Adam
insaat muhendisiymis, bir de miras mi ne kalmis baya degerli bir arsasi varmis.
Konumu otel icin baya uygun, sermaye yetersiz kalinca bizim pederi ikna etmis.
Engin lavugunu sevmem de kardesi duzgun cocuk. O da insaat muhendisi projeyi
baba-ogul yapcaklar. Yerni ortagimla konustum az once’
‘Babam nasil tanismis Engin Bey’in
babasiyla?’
‘Valla baska bir sey icin
tanismislar. Biliyorsun peder muhabbeti derin tutar. Adami sevmis. Sonra
anlasmislar iste. Benim de ilk kafama yatmadi ama dusundukce insan isiniyor bu
fikre. Engin de isin icinde degil, o olsa ben oldururdum onu’
‘Senin Engin Bey’le ne alip
veremedigin var Allah askina’
‘Kil oluyorum ben o herife. Uyuz
bir tip. Bir sey yaptigindan degil de hoslanmiyorum iste’
Allah… allah… Engin’in babasiyla
benim babam ortak is yapiyor. Erdem, Engin’den sebepsiz yere nefret ediyor.
Benim kafam karisti iyice. Bu gercekten cok garip. Kalbim hizla atmaya
basliyor. Bir de Erdem nedense Engin’in kardesiyle cok yakin arakadas olmus. Bu
baya tuhaf. Erdem kimseyle yakin arkadas olmaz.
‘Sen niye bu kadar endiselendin bu
is icin? Tamam bu isten pek anlamiyoruz ama o kadar da endiselencek bir sey yok
ortada. Rahat ol sen!’
‘Engin Bey’in babasi falan ne
bileyim… Dam ustunde saksagan vur beline kazmayi.’
‘O Engin burnunu sokmadigi surece
bence hicbir problem olmaz. Kardesi cok delikanli cocuk’
‘Gercekten Engin Bey’e nefretini
anlamiyorum’
‘Ya kizim adamin gozu goz degil.
Gozu surekli elalemin karisinda kizinda. Davetlerde falan denk geliyoruz. Hep
bir kadin muhabbeti donuyor. Biliyorsun ben gelemem boyle seylere’
Haydaaa… Tamam Engin’in boyle
muhabbetler yapacagini biliyorum ama faaliyete gecmez. O oyle konusur konusur
susar. Tamam Erdem bu muhabbetlerden nefret eder. Evet, kulaga hos gelmiyor kabul
ama yine de Engin’I kotuleyemiyorum ben. Onun o masum, savunmasiz, sevgi dolu
tarafini biliyorum ben. Hepimiz karanlik ve sevimsiz taraflari yok mudur zaten?
Engin insanlara sevimli gozukmeye calismayan bir adam. Hatta ilk basta oldukca
ukala ve sinir bozucu gozukuyor. Bu isler karistikca karisacak gibi gozukuyor.
Icime daral geliyor. Erdem’I koltugun uzerinde icerken birakip yatagima
gidiyorum. Gozlerimi simsiki yumuyorum. Gozumun onunde Engin’in yuzu… Uykuya
daldigimda yine Engin’li kabuslar goruyorum.