Kendime gelmem zaman aliyor. Aileme darginim biraz. Ozellikle
buyuk ablam Elcin’e darginim. Buraya geldim geleli beni yok sayiyor resmen. Aramiyor,
sormuyor. Bir de tutmus Emre’nin sozune gitmis. Hadi annem ve babam gitti. Sana
ne oluyor? Sende mi Brutus? Elcin herkesle iyi gecinir. Seytan tuylu bir
hatundur. Cok konusmayi sevmez ama bir sekilde herkes onu sever, sayar. Zeki
hatundur ama belli etmez pek. Caliskandir. Kompleksleri yoktur ama arada sirada
beni kiskandigini dusunurum. Bunun neden oldugunu hala cozebilmis degilim. Bir
kere en buyugumuz o. Hepimizden daha tecrubeli, daha bilgili, yasamis, gormus
gecirmis biri. Basit kiskancliklarla vakit ayiracak biri degil ama zaman zaman
ayiriyor iste. Anneme gider beni kotuler mesela. Edayla Erdem’e fazla dokunmaz,
onlarla ugrasmaz. Eda zaten ablam gibi degil de kucuk kardesim gibi. Masum ve
her daim mahsun. Kendi halinde ve dunyasinda. Bizimkiler onun ustune pek
gitmez, fazla bir sey de beklemezler. Olmayacak bir adamla evlendi. Bizimkileri
baya bir uzdu ama kizamazlar ona. Kocasina her nedense bizim sirketdeki kasanin
sifresini vermis. O da bir guzel kasayi bosaltmis. Birkac gun ortadan kayboldu.
Eda perpersian oldu tabi. Annemle babam sok icindeler. Elcin delirdi. Buyuk
kiyamet koparmisti hala kulaklarimda.
‘Sen bu aileden olamazsin ya. Sen benim kardesim olamazsin.
Bu salaklikla nasil hayatta kaldin sen? Nasil yasayacaksin? Cocuklarina nasil
bakacaksin? Elinde kalacak o cocuklar senin. Mundar etceksin onlari da bu
beceriksizlik ve saflikla. ’
Eda sadece aglamisti. Hungur hungur aglamisti. O kadar
aglamisti gogsune kadar kipkirmizi olmustu. Annem Eda’yi o halde gordugunde
kalp krizi gecirmek uzereydi. Erdem, enisteyi oldurme planlari icine girmisti. Babam
ve ben oldukca sessiz ve sakin takiliyorduk. Biz babamla arada boyle susarak
anlasiriz. Babam bana ‘sen Erdemle Elcin’e hakim ol. Eda’yla biz ilgileniriz’
demisti. Elcin zehir zemberek sozlerinden sonra rahatlamisti. Eda’nin 3
yasindaki ikizlerini alip kendi evine goturdu birkac gunlugune. Ben Erdem’i sakinlestirdim.
Eniste cikti geldi birkac gun sonra. Af diledi, borclari varmis, ondan calmis
parayi. Eda adami affedince babamda bir sey diyemedi tabi. Erdem’in siniri
saman alevi gibidir. Yine de gozumu ayirmadim ustunden. Babamin bir sey
dememesi, Eda’nin enisteyi affedisini filan kaldirmasi kolay degil Erdem’in.
Zaten benim butun hayatim Erdem’e goz kulak olmakla gecti diyebilirim. Cocukken
arkadaslarini doverdi, komsulari delirtirdi. Lisedeyken derse sarhos giden bir serseriydi
kendisi. Surekli kavga ederdi. Okuldan kacardi. Surekli bir atraksyon… Surekli
bir macera… Tam bir bickin delikanli kendisi. Mert cocuktur. Yalan soylemez.
Fazla gozu karadir, korkmaz. Goren aga cocugu sanir. Ondan severim onu. Basina
dert actiginda kendi capimda halletmeye calisirim. Ne yaptiysa arkasinda duran
acik yurekli insan olsun canimi yesin. Az karakol koselerinden toplamadim onu. Erdem
evin en kucugu ve tek erkek cocugu, kim ne derse desin onu tahtindan indiremez.
Elcin’le aralari pek iyi degildir. Tartismazlar ama fazla vakit gecirmeyi
sevmezler. Aralarinda bes yas fark olmasina ragmen Eda’yi kiz kardesiymis gibi
koruyup kollamaya calisir. Erdem’in ailede dinledigi tek kisi benim. Babam
Erdem’e bir sey yaptirmak isterse bana soyler. Oteki turlu bizim simarik oglan
cocugumuz asla ve asla yapmaz. Baba sozu dinlemek de neymis? Simdilerde en
buyuk problemimiz Erdem’in alkol problemi. 25 yasinda bir genc icin fazla alkol
aliyor. Universiteden mezun olduktan sonra hergun icmeye basladi. Sadece icse o
da iyi, etrafina sariyor. Kendini kaybediyor. Olmadik seyler yapiyor. Gecen yaz
kafayi bulmus atlamis Bodrum’a yoluna dusmus tek basina. Asiri alkol ve hizdan
kaza yapmis. Defalarca takla atip bir tarlaya dusmus araba. Burnu bile
kanamadan cikmis icinden. Araba pert! Duydugumuzda elimiz ayagimiz bosaldi.
Annem bayginlik gecirdi. Babamin yuzu kirec kesti. Hastaneye vardigimizda Erdem
piskin piskin guluyordu. Annemle babamin yuzunde Erdem’in bu hallerden ne kadar
bunaldigi okunuyordu. Annem sadece ‘Erdem! Annem neden boyle yapiyorsun.
Oldureceksin bir gun beni` diyebildi. Babam diyecek bir sey bulamadi. Elcin onu
saglikli buldugu icin cok mutlu olmustu ‘ essek cocuk ‘ dedi. Onun Erdem’i
sevme sekli boyle. Eda hic bir sey demeden boynuna sarildi. Ben kapida oylece
duruyordum. Erdemle goz goze geldik. Birbirimize tebessum ettik. Belli ki
anlatacaklari vardi.
Simdi hayatimda kocaman bir bosluk var. Emre yok. Engin yok.
Sadece ailem var. Elizle Eylul kendi dunyalarindalar. Ne kadar can dostun olsa
da onlarin da kendi hayatlari var ve hayatindaki her boslugu doldurmaya gucleri
yetmiyor. Sadece ailem var. Erdem’e bugun gel desem gelir. Gercekten Erdem
yanima gelse hersey cok daha iyi olabilir. Ona da iyi gelir hem. Saatin Turkiye’de
kac oldugunu umursamadan Erdem’i aradim.
‘ Abla ? Noldu?’
‘Yuh be oglum. Boyle mi acilir telefon?’
‘Saat burda sabah 5 ve sen bunu umursamadan nasilsin demek
icin mi aradin?’
‘Velev ki oyle… Uykun benden kiymetli mi?’
‘Velev ki ne be? Sen ABD’de hangi tarikata uye oldun?’
‘Cahilsin’
‘Velev ki oyleyim. Ne yapacaksin?’
‘Aferin lan hizli ogreniyorsun’
‘Abla kafam bi dunya zaten. Sizmak uzereyim, hadi de ne
diceksen’
‘Buraya gel Erdem’
‘Sebep?’
‘Gel iste. Sana ihtiyacim var’
‘Tamam. Yarin bir toplanti var. Pederle oraya gitmek
zorundayim. Ucak bulursam toplantidan sonra atlar gelirim’
Erdem boyledir. Sabaha kadar icer, sonra kalkip ise gider.
Sorumluluk aldigi zaman asla yari yolda birakmaz. Bir de sanki Ankara’dan
Istanbul’a gidiyormuscasina gayet sakin ve normal bir sekilde Turkiye’den ABD’ye
gelebilir. Onun bu herseyi normallestirmesi benim pek hosuma gider. Hayatta
herseyin mumkun olabilecegini ben daha yeni yeni anliyorken o coktan anladi.
Diger 25 yasindaki erkeklere gore cok daha olgun bir cocuk. Serserligi bile 35
yasindaki adam serseriligi. Seviyorum kardesimi. Pek birbirimize sevgi
gosterisi yapmayiz ama bilirim o da beni pek sever.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder