18 Kasım 2014 Salı

Iskence

Beni kim ne yapsin ki… Bir evlilige burnunu sokmus. Bir kadinin kocasina goz dikmisim. Bunu kasten yapmamis olsam da yaptim. Bir gercege goz yumup bencilligimden yaptim. Insan her zaman hakim olamiyor kendisine. Aileme karsi boynum bukuk… Icten ice kemirip duruyor bu gunah beni. Simdi Enis yaptigim hatayi, isledigim gunahi yuzume vuruyor. Hem de oyle vuruyor ki boyle pismanliktan kavruluyorum. Boylesine duzgun,huyu huyuma, suyu suyuma, zeki, caliskan, akli basinda, esprili, anlayisli, karizmatik bir adami yaptigim hata yuzunden kaybediyorum. Onun ilgisine karsilik veremiyorum. Neden? Evli abisiyle iliski yasadim. Lanet gelsin! Yaptigin iyi de kotu de karsina oyle bir geliyor ki boyle calismadigin yerden cikan sinav sorulari gibi. Sag gosterip sol vuran futbolcular gibi vuruyor hayat.

Erdem evden cikmak istemiyor. ‘Siz Enis’le cikin dolasin, cocuk yalniz kalmasin’ diyor. Boyle icim de bir yer ‘adisin Ender’ diye bagirirken elim telephone gidiyor. Enis’i ariyorum.
‘Selam naber?’
‘Iyidir guzelim, senden?’
‘Ha sey… Iyi… ne yapcaksin bugun? Erdem disari cikmak istemiyor’
‘Himmm… O zaman soyle yapalim, sen hazirlan. Ben 20 dakika icinde sana yer ve saat icin mesaj atayim’
‘Peki’

Kapatiyorum. Yuzumde aptal bir gulumseme… ‘Guzelim’ kelimesi Enis’in agzina yapismis bir hitap sekli. Bana ozel degil ama oyle guzel soyluyor ki bana ozelmis gibi geliyor ve mutlu oluyorum. Ben sana mesaj aticam falan demeler, olaya hakim olmaya calismalar… Bunlar hep arti, puan kazandiriyor ama neye yarar… Hazirlanmaya gidiyorum. Saclarim sabahtan hazirdi. Ustume giyecek bir sey bulamiyorum bir turlu fazla kilolarimi en az hangisi belli eder diye bakiyorum. Oylesine kilo almisim ki hic bir sey kar etmiyor. En sonunda kisa onden dugmeli bir kot elbise giyiyorum. Havalar iyice sogudu buralarda. Elbiseden biraz daha uzun taba rengi kalin bir hirka giyiyorum. Cizmeleri de cektim mi bu is tamam. Mesaj geliyor. Daha once gitmedigim bir yer. Biraz sehir disinda gibi. Ben seni alayim diyorum, kabul etmiyor. Arabaya bindigimde bacaklarimin titredigini hissediyorum. Olmayacak isler yapma konusunda ustume yok. Hani atesten gomlek olsun giyeyim, zehir olsun iceyim, cikmaz sokak olsun gireyim. Bayiliyorum kendimi olmadik isler icinde birakmaya. Hava soguk ama gunesli… En sevdigimden… Navigasyon geldigimi soyluyor ama ben pek emin degilim. Yol kenarinda bi yerde duruyorum. Mesaj geliyor.

‘Bekle orda, geliyorum’


Etrafima bakiyorum, Kimse yok. Icimdeki sacma cocuksu heycan yukseliyor. Enis’in bu telasli halleri beni heycanlandiriyor. Beni mutlu etmek icin cabalamasi, ilgi cekmeye calisan ufak bir oglan cocugu gibi davranmasi masumiyetin huzurunu veriyor bana. Sonra aklima gercekler geliyor. Bu tam olarak bir iskence… Tut ki gunlerce yemek yememissin. Onune guzel bir yemek geliyor ama ellerin kelepceli… Sadece bakabiliyorsun, kokusunu icine cekiyorsun ama yiyemiyorsun. Enis tam olarak aska ac kalmis Ender’in onune koyulmus ask kebabi… Allahim bu nasil pis bogazliktir. Aski bile yemekle anlatiyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder