Beni kim ne yapsin ki… Bir
evlilige burnunu sokmus. Bir kadinin kocasina goz dikmisim. Bunu kasten
yapmamis olsam da yaptim. Bir gercege goz yumup bencilligimden yaptim. Insan
her zaman hakim olamiyor kendisine. Aileme karsi boynum bukuk… Icten ice kemirip
duruyor bu gunah beni. Simdi Enis yaptigim hatayi, isledigim gunahi yuzume
vuruyor. Hem de oyle vuruyor ki boyle pismanliktan kavruluyorum. Boylesine
duzgun,huyu huyuma, suyu suyuma, zeki, caliskan, akli basinda, esprili,
anlayisli, karizmatik bir adami yaptigim hata yuzunden kaybediyorum. Onun
ilgisine karsilik veremiyorum. Neden? Evli abisiyle iliski yasadim. Lanet
gelsin! Yaptigin iyi de kotu de karsina oyle bir geliyor ki boyle calismadigin
yerden cikan sinav sorulari gibi. Sag gosterip sol vuran futbolcular gibi
vuruyor hayat.
Erdem evden cikmak istemiyor. ‘Siz
Enis’le cikin dolasin, cocuk yalniz kalmasin’ diyor. Boyle icim de bir yer
‘adisin Ender’ diye bagirirken elim telephone gidiyor. Enis’i ariyorum.
‘Selam naber?’
‘Iyidir guzelim, senden?’
‘Ha sey… Iyi… ne yapcaksin bugun?
Erdem disari cikmak istemiyor’
‘Himmm… O zaman soyle yapalim,
sen hazirlan. Ben 20 dakika icinde sana yer ve saat icin mesaj atayim’
‘Peki’
Kapatiyorum. Yuzumde aptal bir
gulumseme… ‘Guzelim’ kelimesi Enis’in agzina yapismis bir hitap sekli. Bana
ozel degil ama oyle guzel soyluyor ki bana ozelmis gibi geliyor ve mutlu
oluyorum. Ben sana mesaj aticam falan demeler, olaya hakim olmaya calismalar…
Bunlar hep arti, puan kazandiriyor ama neye yarar… Hazirlanmaya gidiyorum. Saclarim
sabahtan hazirdi. Ustume giyecek bir sey bulamiyorum bir turlu fazla kilolarimi
en az hangisi belli eder diye bakiyorum. Oylesine kilo almisim ki hic bir sey
kar etmiyor. En sonunda kisa onden dugmeli bir kot elbise giyiyorum. Havalar
iyice sogudu buralarda. Elbiseden biraz daha uzun taba rengi kalin bir hirka
giyiyorum. Cizmeleri de cektim mi bu is tamam. Mesaj geliyor. Daha once
gitmedigim bir yer. Biraz sehir disinda gibi. Ben seni alayim diyorum, kabul
etmiyor. Arabaya bindigimde bacaklarimin titredigini hissediyorum. Olmayacak
isler yapma konusunda ustume yok. Hani atesten gomlek olsun giyeyim, zehir
olsun iceyim, cikmaz sokak olsun gireyim. Bayiliyorum kendimi olmadik isler
icinde birakmaya. Hava soguk ama gunesli… En sevdigimden… Navigasyon geldigimi
soyluyor ama ben pek emin degilim. Yol kenarinda bi yerde duruyorum. Mesaj
geliyor.
‘Bekle orda, geliyorum’
Etrafima bakiyorum, Kimse yok.
Icimdeki sacma cocuksu heycan yukseliyor. Enis’in bu telasli halleri beni
heycanlandiriyor. Beni mutlu etmek icin cabalamasi, ilgi cekmeye calisan ufak
bir oglan cocugu gibi davranmasi masumiyetin huzurunu veriyor bana. Sonra
aklima gercekler geliyor. Bu tam olarak bir iskence… Tut ki gunlerce yemek
yememissin. Onune guzel bir yemek geliyor ama ellerin kelepceli… Sadece
bakabiliyorsun, kokusunu icine cekiyorsun ama yiyemiyorsun. Enis tam olarak
aska ac kalmis Ender’in onune koyulmus ask kebabi… Allahim bu nasil pis
bogazliktir. Aski bile yemekle anlatiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder