20 Kasım 2014 Perşembe

Aldatan

Odamdan disari cikmiyorum. Pismanlik hissetmeye calisiyorum. Bir tek mektubu kitabin arasina koydugum icin pismanim. ‘Keske daha iyi saklasaydim’ diyorum. Engin’le yasadigim onca guzel vakitten pisman olmak mumkun degil benim icin. Hayatimin en keyifli gunlerini gecirdim ben onunla. Gercekten olmak istedigim kadin oldum onunla ben. Bundan pismanlik duymam cok zor. Yasananlardan dolayi cok uzgunum. Kardesimden duyduklarimdan, onun yuzundeki ifadeden dolayi cok ama cok uzgunum. Pisman degilim. Yine olsa eminim ki yine ayni hatayi yapardim ama utaniyorum. Utanc duygusu var. Yercekimi daha da guclu sanki bugunlerde beni sonsuza kadar bu utancla dunyada tutacakmis gibi. Basimi onumden pek ayiramiyorum. Gunler uzadi bir de. Gecmiyor saatler. Hani agir agir aci cektirmek istiyor sanki akreple yelkovan. Erdem konusmuyor. Sessizligiyle boguyor beni. Keyifli keyifli Enis’le konusuyor telefonda. Telefonu kapattiginda derin bir nefes aliyor. Aklina geliyor ablasinin yaptigi. Ne kadar sonra bilmiyorum, kapim aciliyor.

‘Seni anlamiyorum ve anlamayacagim zaten anlamak da istemem. Senin icin tek bir sey yapabilirim. Unuturum bunu. Unutucam abla. Bu mektubu yok sayiyorum. Sen bundan sonra ne yaparsin? Nasil hareket edersin, bilmem. Ben senin yuzune bakabilmek istiyorum, onun icin unutucam’

Dizlerimi karnima cekmis oturuyorum. Basim dizlerimin arasinda. Nemli gozlerim yukarida Erdem’e bakiyor. Iyi mi soyledi kotu mu, onu dusunuyorum. Hic bir sey soyleyemiyorum. Oylece duruyor kapida. Benden bir hareket bekliyor. Bulamiyorum. Ne demeli, ne yapmali bilemiyorum. Agliyorum sadece. Erdem oylece duruyor. Basini duvara yasliyor. Gozlerini kapatiyor. Sanki kardesim degil de bir yabanci var orda. Hic bir sicaklik hissedemiyorum. Bosluk da kaybolup gidicem sanki. Dustugumu hissediyorum. Bir anda kendimi tutamiyorum.

‘Erdem nolur bana saril’

Erdem yavas yavas yanima geliyor. O kadar isteksiz geliyor ki soyledigime pisman oluyorum. Sarildiginda tekrar kardes oldugumuzu hatirliyoruz. Oyle kuvvetli sarliyorum ki Erdem kayitsiz kalamiyor. Saclarimi oksamaya basliyor. Kelimelere ihtiyacimiz yok. Sarilmak yetiyor. Kollarimizi gevsetiyoruz. Kafami cevirip yuzune bakamiyorum ama mutluyum. Icim isiniyor resmen. Yuzune bakmadan kollarindan ayrilip dizine yatiyorum. Erdem sirtini yatagin basligina yasliyor. Bir mudet sonra telefonunu cikartip oyalanmaya basliyor. Ben Erdem’in ne dusundugunu kestirmeye basliyorum ama eminim bir sey dusunmuyordur. Erdem soyleyecegini soyler ve gerisini dusunmez. Kafasi rahat bir adamdir. Zaten az once soyledikleri de oldukca netti. Muzik aciyor. Turkce bir radyo kanali. MFO’den ‘Benim Hala Umudum Var’ caliyor.

‘Guzel gunler… Bizi bekler… Eyvallah dersin olur biter. Boynum bukuk onumde, aglasam sessizce. Su garip gonlum af olur mu? Bu firtina durulur mu? Benden adam olur mu?’

Ne guzel sarki… Nasil da anlamli… Nasil da bilge bir ruh hali… MFO gelmis gecmis en iyi muzik grubudur Turkiye’de. Her derde deva sarkilari vardir. Nasil da bir anne sevkatiyle okusuyor ruhumuzun saclarini…
Merhamet onemli bir duygu. Hata yapsan da birini istemeden acitsan da o merhamet duygusu oldugu surece yaptigin hatanin dibini goremiyorsun. Engin’deki en parlak ozelliklerden biri merhamet… Yaptigi hatalarin farkinda sucluluk duygusu var. Merhametinden cekip gidemiyor. Karsinda kirilgan bir kadin var. Yillarin hayat arkadasligi var. Aldatarak merhametini de aldatiyor ama ondan kopamiyor. ‘Ben birakirsam biter o. Kendini toplayamaz. Bir suru kayip yasadi, sadece bana tutundu. Bende gidersem ayaga kalkamaz’ demisti bir gun. Simdi bir adam bunu dusunuyor ve soyluyorsa karsidaki o kadar zayif olmasa da adama boyle hissettirmis demektir. Engin zaman zaman bencillesen uzerinde bir yuk, sorumluluk gibi duran karisini tasimaktan yorulan ve kacacak yer ariyan bir adam. Bir taraftan da karisini bir turlu birakamayan ona asiri bir baglilik hisseden bir adam. Olay ‘ madem sevmiyor ve aldatiyor, o zaman ayrilsin’ mantigindan daha komplike. Bunlar Engin’in veya benim yaptiklarimi mesrulastirmaz tabiki ama hic bir sey gorundugu kadar acimasiz ve asaglik degil. Bir adam yillarca baska bir kadini sadece onunla sohbet edebilmek icin caba sarfediyorsa adam kadar karisinda da hata vardir.
Evlendikten sonra buyusu bozulan asklar… Birbirine ozel alan birakmamak… Bir tarafa fazla sorumluluk yuklemek… Birey olmayi unutmak… Arkadas olamamak… Saygiyi  yitirmek… Karsindakine ezberden yaklasmak… Gercekten dinlememek… Gercekten konusmamak… Engin’in soyledigi bir seyi hatirliyorum ‘Bir tek senin yaninda kendim olabiliyorum. Arkasini onunu dusunmeden dumduz konusuyorum’ Evet bu dogru cunku ben ona yargisiz yaklasiyorum. Onu kaliba sokma gibi bir derdim yok. Hic bir sorumluluk yuklemiyorum, hic bir sorumluluk almiyorum. Ikimizde birer bireyiz. Sadece o ani paylasiyoruz. Insanin evlilik de ihtiyaci olan duygu tam olarak bu. Basarabilmek ne kadar mumkun bilmiyorum, daha once hic evlenmedim ama Engin’in evliliginden bunu ogrendim.


Simdi bir anda aklima geldi ‘aldatan aldanirmis…’ Peki oyle olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder